saçma dayak nedenleri

yürürken yere düşen çocuğunu dövmek. ağlayan çocuk sussun diye dövmek. yemek yemiyor diye çocuğunu dövmek. "ben ağlayacağıma o ağlasın" diyerek çocuğunu dövmek.

"aynı siyasi görüşe sahip değiliz de ne demek?"

pazarda kaybolmak (bkz: pazarda kaybolan çocuğunu ararken ağlayan ama bulunca döven anne)

kuzenim ile 11-12 yaşlarındayız. çay gibi bir şey akıyor böyle, bizde o alanda oynuyoruz topla. sonra o çayın üstüne topu koyuyorduk, çay topu bize tekrar getiriyordu. her neyse, kuzenim tutturdu ben onu önceden alacağım diye. gitme diyorum dinleyen yok, her neyse oynayan böyle bir dal buldu, onunla tutunuyor yere. pat bir düştü, helikopter böceği vardı çayın üstünde onun uçuşunu asla unutmam, düştü. sonrasında eğildim, ben kurtardım o tamamen çamur oldu benim koluma kadar çamur. eve geldiğimizde kuzenim duşa girdi, ben babamdan dayak. neden dayak yediğimi hala anlam veremiyorum.

babamın arkadaşının evinde bir ara ps2 oynamaya gitmiştim hevesle küçüktüm haber falan vermemiştim sonradan eve geldi birden kulağımdan çekip dövmeye başladı dışarda anlamadım neden dövdüğünü oynamaya çağırmadım diye mi dövdü nedir

çılgın bir arkadaşımın var böyle bir sebebi, yurtta kaldığını bildiği gözüne kestirdiği fakat bir türlü bahane bulup dövemediği pkklı bir çocuğu gece yangın merdiveninden girmek suretiyle odasında sıkıştırdıktan sonra soruyor -kimsin lan sen ne iş görüyorsun burada? -öğrenciyim abi iki senedir buradayım -kes lan sesini ben 10 senedir buradayım tamam abi yine döv de bu ne saçma bir dayak sebebidir ya asdfghj

ilkokulda sınıfımıza yeni biri gelmişti.şehit çocuğuydu.inanılmaz saf,her an yüzü gülen biriydi.ders bitmiş tenefüste herkes bahçeye çıkmıştı.sadece ben,o çocuk ve yakın bir arkadaşım kalmıştık sınıfta.ben ve arkadaşım oturup hatırlamadığım bir konu üzerine tartışıyorduk.bahsettiğim şehit çocuğu ise tahta da tarih öğretmeninin(öğretmen denirse tabi) astığı kabartmalı türkiye haritasıyla uğraşıyordu.bir anda harita düştü ve üst kesiminde yaklaşık 20 cmlik bir yırtılma oluştu.harita halâ kullanılabilir durumdaydı çünkü yırtılan kısım da hiç bir işaret,kabartma vs. bulunmuyordu.bildiğin haritanın en sikko kısmı yırtılmıştı.hoca sınıfa gelip haritayı görünce birden küplere bindi,ağzından kuduz köpekler gibi köpük geldiğini dün gibi hatırlarım.bizim saf çocuk da suçunu hemen itiraf etti.gelip abartısız 5 dakika boyunca dövdü o çocuğu şerefsiz kadın.hadi haysiyetin yok dövdün e be insafsız haritanın parasını niye istedin çocuktan? tam 50 lira istedi o garibandan.o zamanın büyük parasıydı 50 lira.çocuğun ailesinin durumu iyi değildi,zaten ailesi annesinden oluşuyordu başka tanıdığı vs. yoktu.büyük ihtimal annesi borç falan alıp ödedi o haritanın parasını.her türlü oruspu çocuğu var dünyada başlarını da o yelloz çekiyordur. edit:ha bu arada çocuğun babasının şehit olduğundan haberi vardı kadının çünkü o bize babasının şehit olduğunu söylemişti dersde.şimdi düşününce bu yaptığı da ayrı bi oruspu çocukluğuymuş.

"ben böyleyim" dediğim için hastanelik edilmiştim.

ne bakıyon

eski evimiz 4. kattaydı ve balkondan yada pencereden aşağı sarkınca annem hep döverdi hele de bir keresinde şey demişti sen oradan bir düş ben senin ağzını burnunu kırıcam sanki oradan düşünce ağız burun kalacak

anneden dayak yedikten sonra neden ağlıyorsun diye bir daha dayak yenmesi.

bu bizzat yaşadığım bir olay annem on yaşında falandım sebebini hatırlamadığım bir şeyden ötürü bana bağırıyordu neyse sonra yeni havlu almıştı beyaz hiç unutmam bunu bana fırlattı ve burnum kanadı havluda kan olmuş ve bu yüzden dövdü yahu bir insan neden çocuğu havlu kirlendi diye döver,hala kırgınım anne

"hayırdır kardeş ne bakıyon? sen benim kim olduğumu biliyon mu?" (sanki babamın oğlu da tanımak zorundayım. denyoya bak)

oruç tutmuyo diye dayak yemesi

olayı yaşamadım birinden duydum aktarıyorum. "80 ihtilalinden sonra asker ara ara kahveye gidip kimlik kontrolü yapıyormuş. bir gün tek sıra halinde dizmişler insanları adamın biri komutana bakıyormuş ne bakıyorsun falan bakmaya devam ediyor en son baya dövmüşler adamı. sonra sormuşlar kim bu falan, adama köyde çapraz hasan diyorlarmış. adam şaşıymış.

arkadaşım ygs sınavından çıkmıştı içmek sahili olan bir mahalleye gittik. biz 5 6 kişiyiz falan bizim sürekli içtiğimiz mekana gidiyoruz kumsala doğru ordanda bi 5 6 kişi çıktı elimizde yeni aldığımız biralar cipsler ve sigaralar var karşıdakilerden birisi -sigara var mı birader? +yok kardeşim -ben senin nerden kardeşin oluyorum olaylar hızlı şekilde gerçekleşti o an dedim ki anadolu çomarlarının kafasını sikeyim

daha bugün arkadaşlarla köpeği gezdiriyoduk futbol oynayan çocukların önünde durdu benim köpek işemeye başladı sonra yanımdaki arkadaş oynayanlardan birni işaret ederek bizim hakana benzemiyo mu dedi.aa evet aynen derken biri farketti ne bakıyon birader dedi buna arkadan da izbandut gibi bi adam hayırdır diye çıkıştı. "ne bakıyon birader" güzel ülkemin güzel insanları bakıştan bile kavga çıkarır.irmağınııın akışııına ölüüürüm türkiye'm ölürüüm türkiye'm

bizim anne tarafı yalova'da oturuyor. ben de o zamanlar küçüğüm dershane yok bi şey yok. her haftasonu annanemlere gidiyoduk. yine bi hafta sonu kuzenler annanemlere toplanmıştık. çocuğuz ya mal mal şeyler yapıyoduk. bi ara kimin aklına geldiyse boğacılık diye bişi söylediler. oyun basit. biri elinde yastık tutuyo diğeri gelip yastığa kafa atıyo ve tur tur dönüyo. kuzenim tam koşarken diğeri yastığı çekti ve kız kafayı duvara gömdü. yastığı çeken kahkaha atıyodu öbürü feryat figan ağlıyodu. tabiki hiçbir şeye karışmamış olmama rağmen ben dayak yemiştim.

ben bir keresinde pazarda kaybolmuştum annem buldu bi bulduğunda dövdü bi de eve geldikten sonra dövdü. buda böyle bi anımdır.

11 yaşındayım, ramazan ayındayız; dedemler de o dönem bizimle birlikte kalıyor. evde iftar hazırlığı var. trabzonluyuz biz mısır ekmeğinin ayrı yeri vardır trabzonluda. neyse babam geldi iftardan önce para verdi, git osman amcanın fırından mısır ekmeği al diye. (osman amcanın fırın güzel mısır ekmeği yapıyor, özellikle orayı belirtmesinin nedeni bu.) gittim osman amcaya fırında mısır ekmeği bitmiş iftara yarım saat var. neyse eve dönüyorum çaresiz tam mahalleye geldim eve girecem baktım bizim bakkalda mısır ekmeği satılıyor. e çocuk aklı "lan dedim osman amcada kalmadı, e adamın da canı çekmiş alayım burdan hem boş gitmemiş olurum gözüne girerim babamın." aldım bakkaldan ekmeği gittim eve bizimkiler sofrada ezan bekliyor 5-10 dk kalmış. "baba osman amcada kalmamıştı ben de bakkaldan aldım." dedim. akıncının ok atarken düşmana kitlendiği andaki bakışını filmlerde görmüşsünüzdür. ha işte ben o bakışı filmlerden önce ilk orada babamın gözlerinde gördüm. (hala filmlerde denk gelince de hep o bakış gelir aklıma.) ekmeği mutfağa götürdüm ki annem kessin masaya getirsin. tam o sırada akıncı, masadan kalktı izimi sürerek beni mutfakta kıstırdı. ( dedem evde olduğundan tenhada kıstırıyor, masada ses etmiyor.büyüğün yanında olmaz böyle şeyler, ayıptır bizde.) neyse tam anne ekmeği getirdim demeye kalmadı ensemde bi el hissettim. lan o nasıl bir vuruş tekniği o nasıl bir güdülenmedir? inanın hala aklım almıyor. babam beni mutfakta bi güzel haşat ederken babanem geldi mutfağa o sırada o kurtardı beni elinden. yoksa adam sahura kadar beni dövecek aq. 27 yaşındayım bu yaşa kadar türlü türlü bok yedim arabayı vurdum, eve habersiz günlerce gitmedim, sınıf tekrarlarının ucundan döndüm. bir kere el kaldırmadı. hayatımda babamdan yediğim tek dayak "mısır ekmeği" yüzündendir. o gün bugündür mısır ekmeğiyle husumet var aramda.

bir türlü kimin kim olduğunun çözülememesi. +kimsin lan sen? -asıl sen kimsin? +sen benim kim olduğumu biliyor musun?

5 yaşındayım 6 yaşında ki erkek kuzenimle banyoya girdim diye kafama banyo oturağını geçirdi annem. geçen sordum uyaraydın ya kadın niye kafamı 1 hafta boyunca şiş dolaştırttın dedim. o an olayın yanlış olduğunu nasıl anlatacağımı bilemedim elime ilk geçen şeyle vurdum dedi lan

yaklaşık 1 sene once halisaha maci izliyorduk oynayan arkadaslarimizdi.biz de yorum yapiyduk salak gerizekali oyle mi vurulur topa falan diye.mac bitti bi abi beni cagirdi.siz cocuklara böyle böyle demissiniz dedi.ben de yok abi hepsi arkadasimiz yabanci yok dedim tamam dedi.sonra maci beraber izledigimiz arkadas geldi elinde sigarayla.abi sen elinde sigarayla niye geliyon bana mi kuruldun dedi.hayir abi falan filan derken arkadasim dayak yemisti.dayak yiyen de bu sözlükte yazar.

ilkokulda tenefüste koridorda kahkaha attım diye nöbetçi öğretmen dövmüştü. hiç bir zaman anlayamadım ne diye dayak yediğimi

ilk okula giderkene birine tanıklık etmiştim... çocuk (sıra arkadaşım olur kendisi), sınıfın gerzomat tipine ''gelsene bi'' dedi. gerzomat bizim elemana doğru gitti, bizimki 'yürüyüşünü beğenmediği' gerekçesiyle tokadı yapıştırdı gerzomata. elinin ayarı nasılsa artık, çocuk tokadı yiyince yere kapaklanmıştı.

ilkokul 3.sınıfta, teneffüste a sınıfının kapısını çalıp kaçan 3 gangster öğrenci müdür yard. odasında sağlamından sopa yedi. hiç biri de üzülmedi ağlamadı. sonra 2si bu kapı çalma olayını kim çıkarttı derken vay efendim bir de arkiler vurdu.

kulağımı deldirdigim için 17 yaşımda saglam dayak yemistim annemden ve abimden (bkz: erkek degilim)

neymiş efendim evi yakmışım.

(bkz: sen benim ölmüş arkadaşıma benziyon) allah affersin, samsun sahilde yuruyup kahve icmek icin cafeye gidiyorum. gerine gerine yuruyorum, sigarayi ictim izmariti attim filan. yolumu kesti 1 2 tane genc, sigara istediler. ama kafa esrar kafasi degil, hap kafasi, bali kafasi cocuklarda. yok kardes kullanmiyorum dedim, bir anda 3 4 tame daha geldi. "lan sen niye paylasmiyon, nerde kardeslik" dedi. kavga cikacagini bekliyordum da boylesini beklemiyordum. cocuk bana "lan sen olmus arkadasima benziyorsun" diyince ben bos bulumdum, sasirdim cunku, paat diye koydu bu bana. gozluguk oldugu icin o donemler savruldu. allah kurtarmis canimi. savrulan gozlugu havada yakaladim, taktim. gozlugu taktigim gibi dehset verici bir sahneyle karsilastim. cocuklardan biri kosarak ustume geldi ve bruce lee edasiyla ucan tekme atmaya kalkisti. egilsim, hemen kosmaya basladim. ama bir kosuyorum, olumden kaciyor ve yasama kucak aciyorum. 100 metre 6.83 sn'se kostum. ardima baktim kosarken, serefsizin biri pantolonundan doner bicagi cikardi. lotr'daki son sahnede aragorn'un orklara kosusu gibi uzerime kosuyor. o sahile birkac hafta gidemedim, sigara isteyene de veriyorum artik. -----kamu spotu----- haplanip sokaga cikmayin aq -----kamu spotu-----

kuzenimle yaz mevsiminde yapacak daha iyi bir şey olmadığından güneşin doğmasına yakın baraja balık tutmaya giderdik.yine o ritüellerden birini gerçekleştirdiğimiz hafif rüzgarlı bir gündü.dalga olduğundan yine bişey tutamadan geri döneceğiz diye düşünüyorduk.av malzemesi aldığımız bayii küspeli olta önermişti ama tecrübelerimiz o adama güvenmememiz gerektiğini söylüyordu bize.başka av bayii mi yok diye soracak olursanız yoktu valla kuzenim köyümsü bir ilçe de kalıyordu.neyse biz attık baba bu küspeli oltaları.zilleri taktık ipe,yaktık sigaraları beklemedeyiz.çıt ses yok ikimizde de.balıkların kaçma ihtimalini en aza indirgedik anlayacağınız.sigaranın yarısına gelmeden 2 oltanın da zilleri aynı anda ötmesin mi?kuzenim le savaşta cenk eden tom hanks edalarıyla hücum ettik oltalara doğru.ikimizin de ağzında sigara,bir gözümüz kapalı çekiyoruz oltaları.içimden de av bayisindeki dayıya teşekkür edip duruyorum bu zevki yaşattığı için.neyse ikimizde yaklaşık 600 gramşardan iki aynalı sazan tutmuştuk.bu bizim için kariyer rekoruydu.2 dakika önceki ölüm sessizliği yerini sevinç çığlıklarına bırakmıştı.kuzenimle hemen boşta olan iğnesiz makarayı aldık.ipi balıkların solungacından geçirip ağızlarından çıkarıp bağladık ve suya koyduk.böylelikle balıklar 5-6 metre kadar ileri yüzüyor ama makaraya tasma misali bağlı olduklarından kaçamıyorlardı.bildiğin bu işte amatörlükten çıkıp semi-pro olmaya doğru emin adımlarla ilerliyorduk.hah işte ne olduysa ondan sonra oldu.oltalara yem koyarken arkada koyun sesleri duyduk.1 gün önce yine aynı sürü vr çoban yanımızdan geçmiş ve haliyle balıklar 100 kilometre ileriye kaçmıştı.sinirliydik zaten amına kodumun çobanına.koca barajda gelip bizim balık tuttuğumuz yerde otlatıyordu koyunları.neyse arkadan bir ses geldi.-"yeğeeeen".güneşi arkasına alan birini gördüm.daha doğrusu güneş yüzünden göremedim.kısa boyluydu.haliyle bizden küçük biridir diye düşündüm ve aynı şekilde karşılık verdim.*"efendim yeğeeen".yakınlaşınca bildiğin sakallı bi adamla karşılaştım.aha dedim kavga çıkacak.adam sen kime yeğenim diyorsun diye çıkıştı.ben de olay büyümesin,balık tutmaya devam edelim hazır bugunu bulmuşken diye yatıştırmaya çalışıyorum ortamı.tabi akıllı kuzenim yine tutamadı kendini.sert çıktı adama.çoban hiç cevap vermeden tokatı yapıştırdı kuzenime.ben bunu gördüm kan beynime tazyikli bir şekilde hücum etmeye başladı.tom hanks ruhunu geri kazanmıştık ikimizde.ikimizde o sıra 14 yaşında falanız ama o sinirle müthiş bir güç geldi.kuzenim kitleme konusunda uzman biridir.adamın arkasına lakabının gerektirdiği gibi atom karınca hızıyla geçti.karşımda 25-30 yaşlarında bir adam değil de kum torbası var gibiydi.santim hareket edemiyordu.1-2 saniyelik duraklamadan sonra kuzenimin vursana lan ne bakıyon malmgibi dediğini duydum.hep ezilen mi olacaz lan diye düşünerekten karşımdaki kum torbasını yumruklamaya başladım.muhammed ali kadar seri olmasamda fena sayılmazdım hani.çobanın ağzından kan gelmeye başladı kanı görünce daha bir gaza geldim.ama nefes tükendi tabi.yumruklar ağırlaşmaya başladı.kafamı kaldırdığım da bize doğru koşan 7-8 kişi hatırlıyorum.heralde ayıracaklar bizi diye düşünürken kendimi barajın içinde tarlası yanmış köylü gibi oturur halde buldum.ne ara nasıl bu hale geldim la ben diye düşünürken.kuzenimi kaçarken gördüm.arkasında 20-50 yaş aralığında 5 kişi falan koşuyordu ellerinde taşlarla.aha dedim sıçtık çobanın akrabaları gelmişti.bizim destek ekibimizin gelmedi minimum yarım saat süreceğinden kaçmak en mantıklı tercihti tabikide.sudan çıkıp sendeleyerek yürümeye başladım.kim vurduysa sağlam vurmuştu valla helal olsun.kafamı tutarak olay mahallinden uzaklaşmaya çalışırken karşımda elinde meşe odunundan yapıldığını tahmin ettiğim sopası olan bir çoban gördüm.ağzını gözünü yamulttuğumuz adamın yakın akrabası olacakki çok pis bakıyordu yüzüme.adama mal gibi olayı anlatmaya çalışıyorum.hiç ses çıkarmadı sağolsun direk yapıştırdı sopayla.ama ne yapıştırmak.yemin ediyorum hava da uçtuğumu hissettim.hatta bu uçuş o kadar uzun süreli bir uçuştu ki havadayken yere en az hasarla nasıl düşeceğimi ve baygın taklidi yapmayı düşünüyordum.yere sakin bir iniş yaptıktan sonra bayılmış gibi yaptım 1-2 dakika.kafamı kaldırdığım da ortalıkta kimse yoktu.acaba bunların hepsi bir rüya mıydı diye geçirdim aklımdan ama başımın zonklaması ve diş etimden gelen sızı aklımı başıma getirmişti bile.hemen koşarak uzaklaştım lanet yerden.tepenin ardında kuzenimi gördüm.maşallah çok güzel kaçmış kendileri hiç bir hasar almamıştı.tüm sülale hıncını benden çıkarmıştı anlayacağınız.hasar tespiti:3 gün baş ağrısıyla dolaşmak,1 hafta diş ağrısı,suya düşen telefonun haşat olması,2 adet 600'er gramlık aynalı sazan balığı.hiçbirşeye üzülmemiştim sonuçta güzel bir macera yaşamıştık :p üzüldüğüm tek şey telefonumda ki 2 gblık porno koleksiyonum du.

1. sınıfa ilk başladığım günün ilk dakikasında hocadan dayak yemiştim ne olduğunu anlayamamıştım öyle böyle değil ama saçımdan tutup tahtaya mı kafamı vurmadı arka arkaya tekme tokat mı girişmedi ailem beni dövmedi dövse de o kadar dövmezdi. nedeni de sınıftaki her öğrenciyi ablası ve abisinin aracılığıyla tanıyıp beni tanımamasıymış açık açık ben seni tanımıyorum diyerek dövdü. o gün bu gündür her aklıma geldiğinde adama türlü belalar okurum

abimle aynı okula gidiyorum diye hocadan dayak yemiştim.

iş yerinde mini etek giydim diye dayak yemiştim , neymiş taşaklarım gözüküyormuş

herşeyi anlarım sarışınsın diye dayak atmak nedir..

ne bakıyosun

4.sınıfta türkçe sözlüğüm yanımda yok diye öğrencilik kariyerimdeki tek dayağımı yemiştim. dayak da sayılmaz aslında, cetvelle elime vurmuştu. o gün 3 ders diye götürmemiştim. halbuki ders kitabının arkasındaki sözlükten tam yaparken öğretmen kaldırdı tahtaya. bir de kalkıp "senden hiç beklemezdim. en azından kitabın arkasından bakıp yazardın diye ümit etmiştim." dedi. lan fırsat mı verdin?!

7. sınıfta beni seven bir çocuk vardı. arkadaşı "sen bu çocuğu niye sevmiyon lan" diyerek yakamdan tutmuştu ve kafamı arkamdaki demirliklere geçirmişti. sonra beni seven çocuk arkadaşını dövmüştü.

ya 8. sınıf ya da lise 1 falandım galiba abim "olm senin niye derdin sorunun yok" diyip dövmüştü. sayesinde dertlenmiştim aq

bursada sarhoştuk 4 arkadaş bi kent parkında dolanıyoduk. bursaspor kız isteme bestesi söylemeye başladık bağırarak. aradaki nehrin karşısından bize eşlik ettiler. sarhoş kafayla çok iyi insanlar olduklarını düşünüp yanlarına gittik. tanıştık sarıldık falan bizi saldılar sonra bi daha çağırdılar, sonra salıp arkamızdan geldiler. biri geldi ve sen neden el kol yapıyon lan coni dedi . ne el kolu aga dedim. sen kime aga diyon dedi. sonra bizi bi dövdüler 25 kişiydiler. olsun güzel bi anı oldu. (bkz: kız isteme bestesi)

abimle oyun oynarken abimin kafasına kemerle vurmuştum kafası kanamıştı abim de kafası kanaya kanaya beni dövmüstü sonra babam gelip kardeşini niye dövüyon diye abimi dövmüstü

kiraz yemedi diye bi baba kızını dövermi? o günde yemedim dahada yemem zaten

bir akşam bütün aile bizim evde bizde kuzenimle birlikte balkonda oturuyoruz. annemde yengemle birisini bırakmaya gitmişler eve geldiler balkondan konuştuk bende evde bir sürü insan var diye kapıyı açmaya kalkmadım sonra açmışlar işte kapıyı annem koşa koşa balkona geldi bende yerde bağdaş kurmuş oturuyorum saçımdan tutup kafamı betona betona vurdu sen bizi gördünde kapıyı nasıl açmazsın diye tabi ben gülmekten anne dur bile diyemiyorum öylede saçma bir dayak anımdır

dönerci sahibi olan adam oğluna git 40 tane ekmek al diyo çocuk ekmekleri alıyo sonra dilim dilim kestirip getiriyo babası bunu dövüyo amksjadfjjfhgı (bkz: gayet haklı bi sebep ama olsun :d)

mahallede iki çocuk aynı kıza aşık. iki çocuk ve kız aynı ortamdalar. birinci çocuk güçlü, ikincisi daha güçsüz. birinci : şşşt gel lan buraya ikinci : cevap yok birinci : olum takmıyomusun lan gel buraya ikinci : he efendim? birinci : sen kime efendim diyosun lan orospu çocuğu (kafa atar) bi yandan gülerken bi yandan üzülmüştüm çocuk durduk yere dayak yedi savunamadı kendini kızada rezil oldu.

ağlayan çocuğu sussun diye dövmek.

10 yaşları civarındaydım.annemle ablam alışverişe gidecekti bende bana hiç kıyafet almıyorsun diye anneme dırdırlanmaya başladım bana da alın diye bağırıyorum annemde bak sus erkek kardeşin-4 yasindaydi- uyuyor uyanmasın dedi. ben dinlemeyip hala bana da alın diye mızmızlanırken erkek kardeşim uyandı. ondan sonrasi annem sinirden gözü dönmüş bir şekilde üstüme çıkmıştı birazcık dövmüştü bende haliyle korkudan altıma işemiştim ajhsjahsjs. tabi hakli kadin, şimdi anlatıp gulerim altıma işedim diye ama annemde üzülür hahahaha.

şimdi şöyle, 6. sınıftamıyız ne hava yağmurlu diye andımızı okulun içinde okumak durumundayız.andımızı okuduk, her zaman ki gibi müdürün nutuklarini dinledik, bir de iyi dersler dileği, sınıflara geçtik.hemen ardımızdan sınıf öğretmeni girdi.(anlaşıldı vukuat var) andımız için geçtiğimiz sıranın üzerinde ki florasan lambanın biri kırılmış.kim kırdıda hangi picin eniği söylediyse sınıf öğretmenine...başladı "oğlum bunu hanginiz kırdı? bunu kızlardan birinin kıracak hali yok! -biz de ses yok tabi- "lan kim kirdi florasanı?" -çıt yok!- "kızlar otursun, oğlum hepiniz tahtaya kalkın." şimdi tokatla başlasa eli acıycak götverenin, etrafına baktı vuracak birşey de bulamadı, en son bir sıranın klasörlüğü sökükmüş aldı bunu, "açın bakalım lan ellerinizi" tek tek saya saya 4 sağa 4 sola vura vura geçti ellerimizden.eller kıpkırmızı."geçin yerlerinize" geçtik oturduk herkes yumuldu, benle karşı sırada oturan bi arkadaşta ellerimizi sıranın demirinde soğuturken mal gibi birbirimize bakıp sırıtıyoruz:d "siz niye ağlamıyorsunuz oğlum" "gelin lan bura" artık yüzümüz gözümüz de ellerimiz gibi kızarınca bıraktı orospu çocuğu

nedensiz yere üç kızdan dayak yemiştim. yüzlerini ilk kez gördüğüm insanlar neden bize geçen gün küfür ettin diye dalmıştı bana. te allam.